Herkes evlerine dağılırken, servisin bizleri bıraktığı Ankara sokaklarından. Bir kısmımızda gece yarısı kalkacak olan otobüslerimizi beklerken vakit geçiriyoruz kızılay semalarında. Bir kısmıda çiğ köfte tadında =)
Ehh napalım, beklerken açlığımız yatıştırdık önce. Ne denirdi, "yediğiniz içtiğiniz sizin olsun bize gördüklerinizi anlatın" di mi? Bizde görün diye fotoğrafımızı ekliyoruz hemen...
Keyiften Geyiklenmiş halimiz... :)

Bi yandan da Görkem'İn Gitar resitalini unutmamak gerek. Parmaklarına ve sesine sağlık diyoruz... Ve bu resitale eşlik eden arkadaşlar; Aslı, Efe, Muhammed, Derya, Ceren, Sezercan, Rumeysa, Ersin, Görkem, Tuğçe, Gizem, Öznur, Onur... Kapanış saati gelmesine rağmen bizleri otobüs saatimize kadar ağarlayan Aylak Kafeye'de ayrıca teşekkürler... Haa lafını etmeden geçemeyeceğiz, hazır eşlik edenler varken, eşlik edemeyenlerin (etmeyenlerin) de ismini afişe ediyoruz; İstanbul'a dönecek olan tayfayı eken; Murat, Cemre, Nurdan. Söyleyecek söz yok. Hep bir ağızdan cık cık cık cık sesleri yükselirken.. Tabu oynamak üzere kapatıyoruz bilgisayar(lar)ımızı...
Yavru geyikler...
2 yorum:
hehe :)
bahsi geçen kafede değildim. başka bir yere davetliydim, çiğ köfteye hele rakıya dayanamam. zaten devete icab yakışır. yapmaya-yazmaya başladık, ne güzel..
Yorum Gönder